2. Sayı

En Mühim Meselemiz

Allah’ın selamı, rahmeti ve bereketi hepinizin üzerine olsun.

İmâm-ı Rabbânî (k.s) hazretleri zor bir dönemde ilim ve irşad hizmetlerini yapmıştır. Nitekim yaşadığı coğrafyada Hinduizm, Budizm, Brahmanizm gibi sapkın ve Hıristiyanlık, Yahudilik gibi muharref inançlar bulunuyordu. “Din-i İlahi” isimli batıl bir inanç projesi hayata geçirilmeye çalışılıyordu. Ayrıca yoğun biçimde Şiî propagandası vardı. Böylesi bir atmosferde en büyük zararı insanların akideleri görüyordu. Bu yüzden İmâm-ı Rabbânî hazretleri Ehl-i sünnet akaidinin müdafaası konusunda eşine az rastlanır bir gayret göstermiştir. Mektuplarındaki Ehl-i sünnet vurgusu da bu gayretin bir sonucudur.

Yıllar önce bir ilim ehli, İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin dönemi ile içinde bulunduğumuz zamanın birbirine benzer yönleri olduğunu söylemişti. Bunu o zamanlar tam olarak idrak edememiştim. Ancak geldiğimiz noktada bu sözün ne kadar haklı olduğunu hep birlikte müşahede ediyoruz. İlmî ve akademik ortamlarda, sosyal mecralarda, basılı ve görsel yayınlarda, hasılı insanların alaka gösterdiği her platformda türlü akidevi tuzaklar ve fahiş ilmî yanlışlar yer alıyor. Temel din eğitiminden mahrum nesillerin akidesi sistemli bir şekilde hedef alınıyor. Bu sebeple insanımızın, özellikle de yeni yetişen nesillerin akidesini koruyabilmesi bugünün en önemli meselesidir, diyebiliriz. Şüphesiz bu mücadele öncelikle Ehl-i sünnet alimlerinin işidir. Bu alimlerin rehberliğinde gösterilen her çaba, bu konuda söylenen her söz, atılan her adım, yapılan her faaliyet çok kıymetlidir.

Serhend dergisi olarak ikinci sayımızda “Yolumuz Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaat” başlığı altında akide meselesini ele aldık. Günümüzün bu hayati sorununa her sayımızda doğrudan ya da dolaylı olarak temas edilecek, inşallah.

Ocak ayı boyunca dergimizin ilk sayısına muazzam bir alaka gösterdiğinize, dergimizi satır satır okuduğunuza, dost meclislerinde muhabbetle andığınıza, tavsiye ettiğinize tanıklık ettik. Geri dönüşleriyle ve hayır dualarıyla bizleri destekleyen okurlarımıza gönülden teşekkür ederiz.

Mart sayımızda buluşmak duasıyla…

  • Serlevha

    Kurtuluşa Erenler

    Din, Cenab-ı Rabbülâlemîn’in kanunlarıdır. İnsanlara yaratılış gayesini, varoluş hikmetini bildirir. Allah Teâlâ’ya nasıl ibadet edeceklerini öğretir. Onları iyi işler yapmaya sevk eder; zararlı işlerden alıkoyar. Din; imanla başlar, ibadetle olgunlaşır, ihsanla zirveye ulaşıp kemale erer. Biz bunu, meşhur Cibrîl (a.s) hadis-i şerifinden öğreniyoruz. Hz. Cebrail’in (a.s) Fahr-i Âlem’e (s.a.v) bizzat sorarak ve cevaplarını tasdik ederek telkin ettiği bu hadis-i şerif,…

    Devamını oku »
  • Asr-ı Saadetten İzler

    Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellemin Dünyayı Teşrifi ve Âlemlerin Nura Gark Olması

    Aralarında siyer alimi İbn İshak’ın (rah.) da bulunduğu çoğu alime göre Resulullah Efendimiz’in (s.a.v) mübarek babası vefat ettiğinde, mübarek annesi yedi aylık hamile idi. Farklı rivayetlerde yedi veya yirmi sekiz aylıkken Efendimiz’in (s.a.v) yetim kaldığı da zikredilmektedir.

    Devamını oku »
  • Kırk Hadis

    Din Kardeşimizin Sıkıntısını Gidermek

    Resulullah Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur: “Kim dünyada bir müminin sıkıntılarından birini hafifletirse Allah da onun kıyamet günündeki sıkıntılarından birini hafifletir. Kim zorda kalan birisine yardımcı olursa Allah, dünya ve ahirette onun işlerini kolaylaştırır. ” (Müslim, Birr, 58) Hadis-i şerifte buyurulan mümin kardeşimizin sıkıntısını giderme işi geniş bir çerçeveyi kapsamaktadır. Bu, bazen kardeşimizin sıkıntısını şahsen gidermek, bazen ona infakta…

    Devamını oku »
  • Kur’an-ı Kerim'den Dersler

    Şeytanın Şerrinden Nasıl Korunuruz?

    Şeytan isminde bir tehlike var hayatımızda, başucumuzda, göğsümüzün içine vesvese verecek kadar yakınımızda. Şeytan çoğu zaman, nefsimizin, arzu ve heveslerimizin üzerinden zafiyetlerimizi kullanarak bizi yönetmek ve yönlendirmek istiyor. Aziz ve Celil olan Allah, Nahl suresinde buyuruyor ki: “Gerçek şu ki; şeytanın, inanan ve yalnız Rablerine tevekkül eden kimseler üzerinde bir hakimiyeti yoktur.” (Nahl, 99)  İman ve tevekkül bir müslümanın şeytana…

    Devamını oku »
  • Peygamber Kıssaları

    İlme ve Çalışmaya Aşık Hz. İdris Aleyhisselam

    Cenab-ı Mevla şöyle buyuruyor: “Kitapta İdris’i de an, çünkü o çok sadık bir peygamberdi. Biz onu yüce bir makama yükselttik.” (Meryem, 56-57) Hz. İdris aleyhisselam kıssası Hz. Âdem’den (a.s) sonra oğlu Hz. Şit (a.s)  peygamber olarak gönderildi. Hz. Şit’in (a.s) neslinden birkaç göbek sonra da Hz. İdris’e (a.s) peygamberlik görevi verildi. Hz. İdris’in (a.s) babası vefat etmeden önce kavmine, yaşadıkları…

    Devamını oku »
  • Tefekkür

    Gafletle Geçmesin Ömür

    “Göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelip gidişinde akıl sahipleri için ibretler vardır. Onlar; ayakta dururken, otururken, yanları üzerine yatarken Allah’ı anarlar, göklerin ve yerin yaratılışı hakkında tefekkür eder (ve şöyle derler) Rabbimiz! Sen bunu boşuna yaratmadın. Seni tenzih ve takdis ederiz. Bizi cehennem azabından koru!” ( Âl-i İmrân, 190-191) Gaflet nedir? İnsan kelimesinin nisyan yani unutmak…

    Devamını oku »
  • Medeniyet

    Güç ve Kuvvet

    Her türlü güç ve varlık Rabbimizin bize bahşettiği bir nimettir. Her nimet ise bir imtihandır. Aklımız, sağlığımız, gençliğimiz, tecrübemiz, kuvvetimiz, servetimiz, kudretimiz, güzelliğimiz hep böyledir. İki asırdır kendimizi güçsüz addediyoruz. Güçlünün Batı olduğunu, bunun hep böyle gideceğini sanıyoruz. Zilleti, kompleksi kabul edip bir Batı takıntısı ile ömürlerimizi geçiriyoruz. Emeksiz, çilesiz, gayretsiziz. Bize göre güç ve kuvvet devletlerde, ordularda, bankalarda, medyada,…

    Devamını oku »
  • Heybe

    Haller ve Makamlar

    İmam Kuşeyrî (k.s) şöyle buyurur: “Tasavvuf büyükleri ‘fena’ makamının kötü sıfatlardan kurtulmak, ‘beka’ makamının da övülmüş sıfatlara kavuşmak olduğuna işaret etmişlerdir. Hal böyle olunca kulda bu iki sıfattan biri mutlaka bulunur. Şu da malumdur ki şayet bu iki sıfattan biri tastamam ortada yoksa, demek ki üçüncü bir kısım daha vardır. Kişi nefsindeki yerilmiş sıfatlardan kurtulmaya başlarsa, o zaman övülmüş sıfatlar…

    Devamını oku »
  • Heybe

    Sözün Özü

    “Tefekkür, Hz. Peygamberimiz’in (s.a.v) ilk amelidir. Zira bütün farzlardan önce onun ibadeti, Allah Teâlâ’nın mahlukatını ve nimetlerini düşünmekti. O halde siz de tefekküre sımsıkı sarılın ve onu ibret vesilesi yapın.” Seyyid Ahmed er-Rifâî (k.s) “Allah katında en sevimli ses, tövbekâr bir günahkârın; ‘Ya Rabbi!’ demesidir.” İmam Gazâlî (rah.) “Anlayışlı insanlar; kusuru değil, güzelliği arar.”  Şeyh Sa‘dî Şîrâzî (rah.)

    Devamını oku »
  • Dosya

    Yolumuz Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaat

    Her şeyden önce, Ehl-i sünnet ve’l-cemaat’e göre itikadı düzeltmek gerekir. İkinci olarak hükümleri, fıkıh kitaplarında anlatıldığı üzere bilmek lazımdır. Üçüncü olarak bu ÖĞRENİLENLERİN gereğine göre amel edilmelidir. Dördüncü olarak da tasavvuf yoluna girmek ve bu yolda süluk etmek lazımdır. İmâm-ı Rabbânî kuddise sirruhu İnsanoğlu, can ve ten olmak üzere iki yönlü yaratılmıştır. Ten, yani beden, maddi taraftır. Can, yani ruh…

    Devamını oku »
Başa dön tuşu