Âlem-i İslam
Gazze Harap Olduktan Sonra
Hikâye o ki, adamın birinin yolu Basra’ya düşmüş. Günlerce aç biilaç gezdikten sonra dayanamayıp ahaliden yiyecek istemiş. Hangi kapıyı çaldıysa eli boş dönmüş. Kasabın biri haline acımış ve çiğ et vermiş. Garip, bu sefer de eti pişirecek ateş aramaya başlamış.
Hikâye o ki, adamın birinin yolu Basra’ya düşmüş. Günlerce aç biilaç gezdikten sonra dayanamayıp ahaliden yiyecek istemiş. Hangi kapıyı çaldıysa eli boş dönmüş. Kasabın biri haline acımış ve çiğ et vermiş. Garip, bu sefer de eti pişirecek ateş aramaya başlamış. Kimden yardım istediyse terslenmiş ve Allah’a dua etmiş: “Ya Rab! Basra halkının hayırsızlığından ve cimriliğinden sana sığınırım. Bana şu eti pişirecek ateş lütfet.” Ardından Basra’da büyük bir yangın çıkmış. Yangında etini pişirip yiyen adamcağızı gören Basralılar “Sonunda etini pişirecek ateş buldun” demişler. O da tarihe geçen şu meşhur sözü söylemiş: “Ba‘de harâbi’l Basra!” (Basra harap olduktan sonra!)
Nefesimiz yettiğince
Gazze’de 7 Ekim 2023’ten bu yana son derece derin ve yürekleri dağlayan bir insanlık krizi yaşanıyor. Olan biteni soykırım olarak tanımlayabiliriz. Çünkü İsrail; tıpkı ABD’nin 11 Eylül 2001’de Dünya Ticaret Merkezi ve Pentagon’a yönelik saldırıları bahane edip Afganistan’a saldırdığı gibi Hamas tarafından düzenlenen eylemleri gerekçe gösterip orantısız güç kullanarak Gazze’yi yakıp yıktı. Şehit olanların sayısı elli bini aştı. Çoğunluğu da kadınlar ve çocuklar. Bunları anlatmaktan ve yazmaktan kelimeler dahi yoruldu artık. Lakin maalesef birey olarak elimizden başka bir şey gelmiyor. Nefesimiz yettiği kadar İsrail’in zulüm ve katliamlarını gündeme taşımaya, yazmaya ve anlatmaya devam etmek mecburiyetindeyiz.
Boşa çıkan ümitler
Amerika Birleşik Devletleri’nde yapılan başkanlık seçimi, kimilerine göre Gazze’deki işgalin durdurulması yahut sona erdirilmesi için oldukça önemliydi. Çünkü bir önceki başkan Biden, İsrail’e bütün gücüyle destek veriyordu. Liderler nezdinde itibar görse de halkların tepkileri çığ gibi büyüyordu. Donald Trump böylesi bir atmosferde çoğunlukla da savaşları bitireceğini dillendirerek yeniden başkan seçildi. Amerikan kamuoyu Ruslara karşı Ukrayna’ya, bir avuç Gazze halkına karşı da İsrail’e psikolojik ve lojistik destek verilmesinden rahatsızdı. Hal böyleyken ABD’nin yeni başkanı, eski yönetimin İsrail’in kabinesine desteğini artırarak sürdürüyor. Netanyahu’yu Washington ziyaretinde âdeta kahraman gibi karşılayan Trump, İsrail’e yönelik verdiği kararlar nedeniyle Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne yaptırım uygulama kararı aldı.
Trump’ın iki yüzü
İsrail ateşkes antlaşmasındaki taahhütleri yerine getirmediği halde Trump sesini çıkarmadı ancak Hamas’ın elindeki tüm esirlerin verilmemesi halinde ateşkesin sona ereceği ve kıyametin kopacağı tehdidini savurmaktan geri durmadı. En nihayetinde Filistin halkını Gazze’den sürüp, sahil şeridini “Orta Doğu’nun Riviera’sı” yapmayı önerdi. ABD askerlerinin bölgede uzun vadede konuşlandırılmasının mümkün olabileceğinin de altını çizerek âdeta Gazze’yi ele geçirme planını ifşa etti. Trump’ın seçim öncesi ve sonrasındaki iddiaları arasında siyahla beyaz kadar çelişki bulunuyor. ABD ekonomik darboğaza girmişken kurtuluş reçetesi olarak görülen bu plan “süper güç”ün sonunu da hazırlayabilir. Asıl soru şu: İslam dünyası kılıfı uydurulmuş bu hırsızlığa ne diyor?
Azların çoklara galip geldiği dünya
Trump’ın planına karşın Ürdün, Filistinlileri yerinden etmeden hayata geçirilecek Arap-Mısır-Filistin teklifini ortaya attı. Ürdün ve Mısır’ın öncülük ettiği çözüm önerisi için söylenecek tek şey “Ba‘de harâbi’l-Gazze” olmalı. Gazze’de iki yıldır siviller katledilirken sesi çıkmayan komşu ülkeler, ateş kapıya dayandığında tekliflerle geliyorlar. Doğrusu artık çok geç. Peki, ne olacak? Bütçe açığı 1,7 trilyon dolara ve borcu 36 trilyon dolara ulaşan, alt yapısını tamir edebilmek için çok acil bir şekilde 4,6 trilyon dolara ihtiyacı olan Amerika Birleşik Devletleri ve zulümle abad olmaya çalışan İsrail er ya da geç kaybedecek. Nice azların çoklara galip geldiğini gören yaşlı dünyada kazanansa tabii ki bütün imkânsızlıklara rağmen çelik gibi iradesiyle direnen Gazze halkı olacak.